31 Aralık 2007 Pazartesi

Rüyalara dalmak için gezmek gerek

Gözlüğüme giren suyun su altında nasıl boşaltılacağını öğrenmiş, buddy’m ile dalmam gerektiğini, asla yalnız dalış yapmamam gerektiğini bir güzel idrak etmiş, ne kadar havam kaldığını belirten özel saate bakmayı kafamın en önemli köşesine yazmış, regülâtörümü ağzıma dayamıştım. İlk dalışımı, dünyanın belki de en güzel dalış destinasyonlarından birinde gerçekleştirecektim; yani Phuket’te... Heyecanla suya baktım. Aşağıda beni bekleyen balıkları, mercan kayalıklarını görme hayaliyle kendimi suya bıraktım.
Suyun içine dalınca ise beklemediğim bir mücadele başlıyor. O gün akıntı var. Dalış öğretmenimiz, eğitim sonrası ilk dalışlarını gerçekleştirmekte olan 3 kişiyi- yani beni , arkadaşımı ve bir Koreli kızı- beraber daldırıyor. ''Siz ele ele tutuşup burada beni bekleyin ben şimdi geliyorum'' diyor. 10 metre kadar derinde, bir elimle teknenin demirlediği ipi tutuyor, diğer elimle ise arkadaşımı tutuyorum. Arkadaşım ise bir eliyle benim elimi, diğer eliyle de Koreli kızı tutuyor. Bir nevi sevgi çemberi...
Ancak arkadaşımın burnu tıkanınca, eşitlemesi gerekiyor. Koreli kızın elini bıraktığı anda, kızın akıntıya kapılıp saniyeler içinde görüş alanımızdan kaybolduğunu görüyoruz

Hiç yorum yok: