17 Aralık 2007 Pazartesi

Bozcaada

Bozcaada
Tanrı insanlar uzun ömürlü olsunlar diye Bozcaada’yı yaratmış… HEREDOT
Bozcaada hakkında hangi bilgilere sahipsiniz ya da nasıl bir fikir aklınızın köşesinde bulunuyor bilmiyoruz ama Bozcaada’yı bir de bizimle beraber tanıyın.
Kimler gelmiş, kimler geçmiş...
Yunan mitolojisinde Tenedos adıyla bilinen Bozcaada’nın ilk sakinlerin Akaların bir kolu olduğu tahmin edilen Pelasg’lar… Daha sonra bu adaya Fenikeliler, Atinanılar ve Yunanlıların hakimiyeti tarih boyunca ses getirmiş. M.Ö 493’te yapılan Pers istilasının ardından, bu istilaya son veren Büyük İskender’in adadaki hakimiyeti başlamış. 1455 yılında Fatih Sultan Mehmet devrinde Osmanlı İmparatorluğu’na dahil olan Bozcaada için Osmanlı ve Venedik arasında meşakkatli mücadeleler verilmiş. Lozan Antlaşması ile de Türkiye Cumhuriyeti’ne bağlanan Bozcaada’nın kısaca tarihi özeti böyle…
Çanakkale’ye bağlı olan Bozcaada, Gökçeada, Limdi ve Midilli’ye çok yakın mesafede bulunuyor. Akdeniz ikliminin etkisi altında olan adada yazın serin bir hava hakim.
Bozcaada’nın kısaca tarihini özetledikten sonra o tarihten günümüze kalanları da Bozcaada’ya gittiğinizde mutlaka görmelisiniz.
Bozcaada Kalesi: Bozcaada’ya yaklaştığınızda ilk gözünüze çarpan kaleden bahsediyoruz. Ne zaman ve kimler tarafından yapıldığı bile bilinemeyen kale, günümüze gelene kadar oldukça iyi kotunmuş. Fatih Sultan Mehmet döneminde onarımı yapılan kale, bakanlık tarafından 1996 yılında son restorasyonunu geçirmiş. Dış ve iç olmak üzere iki kısımdan oluşan kale, şehirden 10 metre genişliğinde ve 250 metre uzunluğunda bir hendekle ayrılmış. Kale içinde bir de camii bulunuyor. Kalenin iç bölümünde Bozcaada ile ilgili tarihi ve etnogrofik eserlerin sergilendiği bir sergi mekanı bulunuyor. Kale yaz dönemi boyunca her gün 10:00-19:00 saatleri arasında gezilebiliyor.
Yeni Kale: Günümüzde harabe halinde bulunan ve halk arasında “Yeni Kale” olarak adlandırılan kale, 2. Mahmut döneminde 1827 yılında Bozcaada Muhafızı Hafız Ali Paşa tarafından yaptırılmış.
Bozcaada’da gezerken Türk ve Rum mimarileri gözünüze çarpacak. Çınar Çarşı adı verilen cadde Rum ve Türk mahalleleri olarak ikiye ayrılan adanın tam ortasında bulunur.
Konaklamak için alternatif çok...
Bozcaada’da konaklama konusunda pek çok alternatif bulabilirsiniz. Nerede kalırsanız kalın, Bozcaada’da sakin ve çok huzurlu bir tatil geçireceğinizden emin olabilirsiniz. Merkezde bulunan otellerin ve pansiyonların yanı sıra, merkezden uzak adaya özgü bağ evleri ve çadır kamp alanı da bulunuyor.
Bozcaada sabahlarında, yöresel zeytin, peynir, doğal reçel çeşitleri ve özel bahçelerde yetiştirilen sebzelerden oluşan kahvaltılar güne başlarken müthiş bir enerjinin yanında, damağınızda unutulmaz tatlar bırakacak…
Adaya gitmek için Temmuz Ağustos aylarını seçecekseniz eğer önceden rezervasyon yaptırmanızda fayda var. Yaz sezonu dışında ise rezervasyonsuz yer bulmanız mümkün. Ahinos Butik Otel, Aloha Otel, Apollion Otel, Eflatun Otel, Gümüş Otel, Thenes Otel, Acar Pansiyon, Adaevi Pansiyon, Ania Pansiyon, Yayım Pansiyon sizi güleryüzlü çalışanlarıyla karşılayacak otel ve pansiyonlardan sadece birkaçı…
Yemekler muhteşem...
Bozcaada Türk Rum mimarisinin karışımı olmasının yanında mutfaktaki lezzetleri bakımından da birbirilerine oldukça yakındırlar. Zengin bir lezzet yelpazesine sahip olan Bozcaada’ya şehir dışından yemek yemeye gelenlere rastlarsanız şaşırmayın. Öncelikle adada Liman boyunca sıralanmış balık restoranlarını göreceksiniz. Sokak aralarına bir göz attığınızda ise; birbirinden şirin cafe ve restoranlar sizin için keyifli alternatifler oluşturacaklar. Peki bu restoranlardan birini seçip oturdunuz, ne yiyeceksiniz? Ege mutfağına özgü her türlü deniz ürünlerini, farklı pişirme şekilleriyle muhteşem sunumu ile afiyetle yiyebilirsiniz. Ahtapot ve kalamar özellikle yemeniz gerekenlerden.
Tatili tamamlayan unsurlardan birisi de şüphesiz gece eğlenceleridir. Adada akşam yemeklerinin ardından toplu halde yürüyen kalabalığı takip ederseniz eğer eğlenmek için doğru istikamettesiniz demektir. Adada eğlence, bir merkezde toplanmıştır. Deniz kenarında sıra sıra dizilen barlarda, muhteşem gece manzarasını izleyip, yaşadığınız unutulmaz anların adına kadeh kaldırabilirsiniz.
Bozcaada’da tarihi yerler, deniz ve eğlencenin yanı sıra mutlaka görmeniz, görüpte keyif almanız gereken iki yer daha var; Rüzgar gülleri ve şarap fabrikaları.
2000 yılında kurulan 17 tane rüzgar türbini adanın en batı ucunda bulunuyor. Gün batımında göreceğiniz manzara sizi etkilemeye kesinlikle yetecek. Göreceğiniz bu 17 adet rüzgar türbini sayesinde 30 bin kişinin elektrik ihtiyacının sağlanıyor.
Adada bahsettiğimiz şarap fabrikalarının sayısı ise; toplan 4 tanedir. Bağcılık ve şarapcılık sektöründe yöresel bir üne kavuşmuş olan Bozcaada’da, ilgi ve meraklılarına bu fabrikalar gezdiriliyor. Bu gezi sırasında üzümlerin bağlardan fabrikalara gelişini, tüm fermantasyon işlemlerini ve şişelenene kadarki yolculuğuna tanık olabilirsiniz. Ayrıca bu fabrikalardan sevdiklerinize hediye şarap ta temin edebilirsiniz.
Adanın her tarafında denize girmek mümkündür. El değmemiş koylarda doğallığın bozulmadığına şahit olduğunuzda şaşkınlığınızı gizleyemeyecek, mutluluğunuz ve huzurunuz hiç bozulmasın isteyeceksiniz. Ayazma Plajı Bozcaada’nın en popüler ve en kalabalık plajıdır. Şezlong ve kiralamak mümkündür. Duş ve soyunma kabinlerinin de bulunduğu plajda öğle ve akşam yemeği için de pek çok seçenek bulunuyor.
Sosyal aktivite olarak, bisiklet turları, tekne turları, şarap tadımı turları yapabilir, sualtı güzellikleri bakımından oldukça gösterişli olan sularda dalış yapabilirsiniz. Deniz suyunun temiz olması sebebiyle görüş mesafesi oldukça iyidir. Scuba dalışları ve gece dalışları için izin almanız gerekmektedir. Ayrıca dalış eğitimi alabileceğiniz ve malzemelerini kiralayabileceğiniz Türkiye Sualtı Sporları Federasyonu’na bağlı bir dalış okulu da Bozcaada’da bulunuyor. Ayrıca adada sürat motoru, banana, ringo, kano, deniz bisikleti ve blöf bisikleti vb. ekipmanlarla su sporları aktiviteleri yapabilirsiniz.
Nasıl gidilir?
Bozcaada’ya 3 şekilde ulaşabilirsiniz. Eğer arabayla gidecekseniz, İstanbul’dan gelirken Çanakkale Boğazı’nı geçmek için 3 seçeneğiniz bulunuyor. Gelibolu- Lapseki ve Eceabat – Çanakkale arasında, saat başı kalkan feribotlar ile Çanakkale’den sonra İzmir istikametinde tabelaları takip ederek, adaya geleceğiniz Yükyeri Feribot İskelesi’ne 45 dakikada ulaşabilirsiniz. İzmir’den gelirken ise Ezine üzerinden Geyikli – Bozcaada tabelaları takip edilerek iskeleye ulaşılır.
Bozcaada’ya hızlı feribotları kullanarak en kısa sürede ulaşmanız mümkün. İstanbul- Bandırma arasındaki hızlı feribotlara İstanbul Yenikapı’dan binebilir, 2 saatte Bandırma’ya gelebilir ve buradan 3 saatte Yükyeri İskelesi’ne ulaşabilirsiniz.
Otobüs yolculuğunu seviyorsanız eğer, belli başlı otobüs firmaları ile Yükyeri Feribot İskelesi’ne kadar gidebilirsiniz. İskeleden adaya geçen ilk feribot sabah 10:00’da kalkmaktadır.
İyi tatilleriniz olsun...

Hiç yorum yok: